%93

‘‘Hayatta iki yol vardır: Doğanın yolu  ve inayet yolu. İnayet istediği gibi davranmaya çalışmaz. Unutulmayı ve sevilmemeyi kabullenir. Hor görülmeye ve yaralanmaya razı gelir. Doğa ise istediği gibi hareket eder. Diğerlerine de istediğini yaptırır. Onlar üzerinde hakimiyet kurmayı sever. İnayet yolunu seçenlerin sonu kötü olmaz diye öğretirler.’’

Haddim kesinlikle değil ama keşke bu filmi ben çekebilseydim. Küçük küçük yüzlerce sahnenin birleşiminden bir baba-oğul hikayesini, “doğduğun ev kaderindir” şeklinde izliyoruz. Ama bu sahnelerin çekimi, renkleri, müziği yani her şeyiyle aslında…

%92

HEMEN BUNU İZLİYORSUNUZ, HEMENNN!!! O kadar çok eğlendim ki, heyecandan koltuğun üstünde bir o yana bir bu yana sıçrayıp, Şevo’yu cimcikleyip durdum. Renkler, sesler, görüntüler fevkalede. Zaten filmi arşa çıkaran kesinlikle çekimleri, başlarda sürekli hareketli olan kamera filmin konusu kadar baş döndürmeyi başarıp, hikaye anlatmak için kullanılan sürekli değişen kolaj fotolar ise manyak bir deneyim sunuyor. Üstüne bir de kendi bedenin de cesaret edemediğin bütün hayallerini gerçekleştirebildiğin bir oyun var. Kargaşa, kaos, aldatma, ikili ilişki dinamiklerini sorgulatan, “acaba burda…

%83

Yönetmeni bilmeden izlesem başlarda Lynch’in filmi ikinci yarıdan sonra da Coen kardeşlerin bir filmi olduğunu zannederdim. Başlarda ne olduğunu bilmeden dümdüz ilerledik filme, birkaç gizemden sonra işlerin pimini çeken durum ortaya çıktı ve sonrası full kaos, bitmeyen bir gece, sonunu meraktan çatlayan bizler. Başlarda Paul’a çok kızdım salaklığından ama sonra onun böyle biri olduğunu kabul etmek filmin seyir zevkini aşırı arttırdı. Onunla beraber kaçmak, bağırmak, korkmak çok çok iyi geldi. Filmin en güzel yanı bu gecenin asla bitmeyeceğini hissetmek.…

%70

Sanki Cennet Mahallesi bölümü izliyormuşum gibi hissettim. Pembelerin Şili yerine Şile’ye gitmeleri gibi Cabiria’da aşklarını gerçek sanıp onlarla hayaller kuruyor ama sonu hep hüsran. Çocuk ruhlu, naif, kırılganlığını sertlik ve bağımsızlıkla örtmeye çalışan ve gerçek aşkı aramayı ya da aşktan umudunu yitirmeyi hiç bırakmayan bir kadın Cabiria. Hikâye temel olarak onu beş farklı erkekle geçirdiği zaman üzerinden anlatıyor bize. Hep hüsran olan bu ilişkilerinden sonra Cabiria’nın nihayet mutluluğu yakaladığı ve kurtulduğunu düşünüp: “Ne güzel, değil mi? Bu dünyada hâlâ…

%85

Öncelikle yarım puanı, ihdoşumla Sean Baker izleyip beni taşlamadığı bir film deneyimi yaşayıp, onun ve benim filmden mutlu bir şekilde ayrıldığımız için veriyorum. 

Sean Baker'ın (benim için) şeytanın bacağını kırdığı filmdir, o yüzden çalsın sazlar oynasın kızlar! Yine yönetmenin alametifarikası bir film. "Amerikan Rüyası"na Rus soğuğu ekleyip acayip eğlenceli bir iş ortaya koymuş. Filmde ki her karakteri ayrı ayrı sevdim. Zaten yönetmene hakimseniz bu tipik karakterlerine de hakimsinizdir ama Anora karakteri bir başka boyutta kesinlikle. Tek mekanda bitmek bilmeyen…

%25

Hemen size filmin en güzel sahnesini anlatıyorum. Ekin Koç canhıraş bir şekilde bahçesinde ki şarıl şarıl akan suya gidip, üstüne çıkarıp, pislikten ağzı gözü belli olmayan yüzünü dayayıp, bir güzel kafasını yıkadıktan sonra, dizlerininin üstüne çökerek, o suların kafasından ta “dad bod” göbeğine kadar akmasını izlemek enfes bir deneyimdi. Onun dışında filmde hiçbir bok yok. 0.50 hızda oyunculuk namına bir şey yapmadan, boş, anlamsız, derinliği olmayan diyaloglarla müziksiz bir gerilim(!) filmi. Abi sen bir kere neden Türkiye’de babanla geçen…