yazgıma yetişmeye çalışıyorum.

Bir yanımda kıyısı kışkırtıcı
ufku muallâk deniz, bir yanımda
kamu açıklamaları, genelgeler, tahvilât
kimin yüzünü çevirdiysem
hüznü de sevinci kadar ıskarta…
Niye indim buraya ben?
Boşuna mıydı yol boyunca benliğime
musallat olan belâ?
Bir çevrim tamamlandı mı şimdi?
Yine mi döndüm başa?
Persona o kadar katmanlı bir film ki her izlemede farklı bir perspektif ediniyorum: Elisabeth'in sessizliğinin, içsel bir dönüşüm ve kendi gerçekliğine ulaşma çabasına dair bir anlayış olması, gölgesinin personasının zıttı, öteki benliği olması. Ama tüm bunların bir bütün halinde El(isabeth+ektra)'yı oluşturması...