O kadar iyi anlıyorum ki.

Sana tapan insanlar tapmayı bıraktıkça, öldükçe, yollarına devam ettikçe, onları çıkarıp attıkça, kendi güzelliğini çıkarıp attıkça, dünya seni unutmaya başlayınca, sen fani olduğunu fark ettikçe, özelliklerini bir bir kaybettikçe, seni artık kimsenin izlemediğini ve eskiden hiç izleyenin olmadığını öğrendiğinde, sadece dünyayı düşüneceksin.Ne nereden geldiğini ne de nereye gideceğini sadece süreceksin, vakit öldüreceksin.
Şimdi buradasın. Saat 7.43
Şimdi buradasın. Saat 7.44
Ve şimdi yoksun.
“izin ver, planlanan her şey gerçekleşsin. inanmalarına izin ver. ve tutkularına gülmelerine izin ver. çünkü onların tutku dediği gerçekte duygusal bir enerji değil. ruhları ve dış dünya arasında bir sürtüşme. ve en önemlisi kendilerine inanmalarına izin ver. izin ver çocuklar gibi çaresiz olsunlar. çünkü güçsüzlük muhteşem bir şeydir. ve güç hiçbir şey. insan doğduğunda güçsüz ve uysaldır. öldüğünde ise katı ve duyarsızdır. bir ağaç büyürken hassas ve esnektir ama kuruduğunda ve sertleştiğinde ölür. sertlik ve güç ölümün refakatçisidir. uysallık ve güçsüzlük, varlığın canlılığının dışavurumlarıdır. çünkü gönlü katılaşan, hiçbir zaman kazanmaz.”