Kurduğu atmosfer ve kısa filmlerde pek alışık olmadığımız bölümlü yapısıyla izleyiciyi içine çeken bir film. Ses tasarımı, müzik kullanımı ve sinematografisiyle teknik anlamda kendini belli ediyor. Ancak asıl etkileyici olan, fikren cesur ve kolay olmayan bir düşünceyi ele alıp bunu başarıyla işlemiş olması. Başarılı bir çalışma olmuş.
Su başında durmuşuz,
çınarla ben.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarla benim.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınarla bana.
Su başında durmuşuz,
çınarla ben, bir de kedi.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarla benim, bir de kedinin.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınarla bana, bir de kediye.
Su başında durmuşuz,
çınar, ben, kedi, bir de güneş.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarın, benim, kedinin, bir de güneşin.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınara, bana, kediye, bir de güneşe.
Su başında durmuşuz,
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz.
Suda…
I like old things. Not because they are old but because they have witnessed certain emotions, certain situations, when people acted in highly emotionally charged situations. They touched these objects in these situations and charged them with their emotions. I collect these objects, use them as lead characters in my films and try to somehow evoke these sensual emotions in my films.- Jan Svankmajer
