There's no time to analyze

This review may contain spoilers. I can handle the truth.
O kadar uğraşana kadar adamı kuytuda vurun da bu kadar zahmete girişmeyin
The Banshees of Inisherin'i izlerken her anında Beckett'ın Waiting for Godot'sunu anımsadım. Padraic için sessizlikle beliren yalnızlık, kız kardeşi Siobran'ın bu topraklara karşı olan umutsuzluğu ve anlamsızlıktan kurtulamayan Colm. Mizahı bir yana, öyle hüzünlü bir film ki.
Anlamsızlıklarla dolu bir ömrün son safhasında Didi'nin, Gogo ile konuşmayı kesmesi gibi bir film The Banshees of Inishering. Godot'yu beraber beklemekten vazgeçmek ya da Godot'nun hiçbir zaman gelmeyeceğini kabullenmek gibi.
Kuru Otlar Üstüne
Ahlat Ağacı sofistike diyaloglarla dolu epizodlar bütünüydü, bu nedenle replikler karakterlerin ağzında fazla yapay kalıyordu. Kuru Otlar Üstüne'de bu durum ortadan kalkmış fakat üç saat boyunca hikayeye ve karakterlere hizmet edecek diyaloglar neredeyse yoktu.
Bu nedenle Ahlat Ağacı'ndaki her epizod ayrı ayrı keyif verirken bir de seyirci baba-oğul ilişkisine tutunabiliyordu. Fakat Kuru Otlar Üstüne'de ne yalnızlık, ne izolasyon ne de umut etmenin yorgunluğunu hissedebildim. Umut etmenin yorgunluğu Ahlat Ağacı İdris'e yakışırdı.
Karakter motivasyonlarını oluşturan dinamikler inanılmaz sıkıntılı.…