film person @KutsalMotor

İkinci filmle birlikte emin oldum ki ben ona gitsem de o bana gelmiyor.
Dune, görsel-işitsel bir meşguliyet yaratan, çelikten bir makine benim için. Operatik ama sanki içine insan üflememiş. Dünyasının unsurlarına maazallah ikincil bir boyut ekleyebilecek insani detaylardan özenle kaçınılmış. “Büyük sinema” temaşası yaratan sürüyle anın içinde kerameti kendinden menkul olmayan az şey bulabiliyorum.
Herbert’in Lawrence of Arabia yapıp bumerang gibi terse dönen yaratıcı hikayesi entelektüel çağrışımları hafifletilmiş şekilde uyarlanmaya devam ediyor. Solucanın ihtişamı başkarakterin dramatik potansiyelinden daha öncelikli. Kim…
The Zone of Interest'in en musallat anlarından biri Höss ailesinin bahçesinde, maktullerin külüyle gübrelenmiş çiçekleri peşi sıra gördüğümüz yalın bir montaj sekans. "Big Brother" kameralarının röntgenciliğiyle, alabildiğine keskin görüntülerle ve suni ışık kullanılmadan çekilmiş bir filmden bir anlığına ayrılan "solo" bir sahne bu. Glazer bu sahnenin finalinde kadrajını yavaşça kırmızıya doğru eritiyor. Çerçeve tamamen kırmızıya döndüğünde izleyici mutlak bir sessizlikle baş başa kalıyor. Film unsurlarının kısa devre yaptığı, sözün terk-i diyar eylediği, anlamın nakledilemeyecek kadar ağırlaştığı yüzleştirici bir durak burası.…
Carax ve Sparks’ın bir film için bir araya gelmesi zaten güneş tutulması gibi bir şeydi ve bu nadir doğa olayını büyük bir coşkuyla izledim. Annette bence vadettiği groteskliği dibine kadar yaşatan, Carax’ın cüretine, sanatına, kara mizahına, karanlığına dair büyük bir gösteri. Bir müzikalden çok opera gibi işlerken De Palma’nın Phantom of the Paradise’ı gibi ters köşe operetleri andırıyor. Ölme ve öldürme arzusu gibi, aşk ve sömürü gibi basit trajik kontrastlar üzerinden akıyor. Bunun neticesinde de hikayeyle ilişkide Carax’ın en dolaysız filmi…