3.5 saatlik süresine rağmen film içerisinde kopukluklar hissetmek çok da hoşuma gitmedi açıkçası. böylesine güzel mimarilerin söz konusu olduğu filmde galiba daha etkileyici görseller beklemiştim. ne yalan söyleyeyim biraz hayal kırıklığına uğradım…

Filmin müziklerini Pinhani yapsa tam bir Kavak Yelleri olurdu

yani bilmiyorum.. birkaç sahne geçişinde kesinlikle havada kalan, ne oldu şimdi dedirten bi yanı var. ses zaman zaman yükselip alçalıyor, bu bilinçli bir tercih miydi yoksa Büyülüfener azizliği mi bilmiyorum ama beni bi tık rahatsız etti. yarış sahnesinde araya giren gelin-anne sahnesini de tamamen gereksiz buldum, tansiyonu gereksiz yere düşürüyordu. ve evet şimdi tansiyon konusuna gelirsek… filmin ikinci yarısı GERİLİMDEN ÖLDÜM. bence çok başarılı bi yönetmenlik söz konusu, kurguda birkaç hata yok değil bence ama yine de başarılı baya. Adam Driver da olağanüstü bence. finali daha iyi olabilirdi bence.. ama overall gayet iyi film. buradaki puanı niye 3.3 anlayamadım..

buraya tekrar dönücem bi ara

straight cut

Kavaklıdere Sineması’na selam olsun🙌🏼

Tam bir Aronofsky filmi… sonunda yine vuruyor bizi bir yerlere. Yine içinden çıkılması zor bir durumda buluyoruz kendimizi. Giderek şiddetleniyor, güçleniyor ve bitiriyor sizi. Muhteşem bir oyunculuk performansı izliyoruz.
Bu filmde yönetmenin diğer filmlerinde alışık olduğumuz görsel şölenler pek yok. Tek bir odada geçiyor film. Bi eleştirim müzik kullanımına olabilir. Müzikleri çok vurucu bulmamakla birlikte bazı noktalarda fazla yüksek buldum. 
Bu puanlamayı hak etmediğini düşünüyorum. Kesinlikle bir hak verilmeli.

Bu film hakkında karışık düşüncelerim var. Gereksiz sahneler olduğu yorumuna yarı katılıyorum. Daha da önemlisi çoğu sahnenin tahmin edilebilir olduğuydu. Filmin adından da anlaşılacağı gibi karakterin kral olacağı belli ve filmin sonuna kadar bunu beklemekten heyecanlanamıyorsunuz. Bir yorum da savaş sahnelerine: kan yok!!. Hani en düşük kalite yeşilçam filmlerinde bile daha çok kan görmüş olabilirim. Kılıç mızrak millet birbirine giriyor ama sanarsın kağıt kesiği. 
Filmin müzikleri çok daha etkileyici olabilirdi. Sinematografi de ortalamaydı. Mekan ve kostüm tasarımı da daha iyi olabilirdi. Tüm bunları düşününce burada aldığı puanın neye dayandığını anlamak biraz güç.

bu filmin bende yaşattığı duygular pek bir farklı oldu. filmle alakalı ilk düşündüğüm şey “gelecek” temalı filmler bakımından daha olumlu bir geleceğin bizi karşılaması. Biyoteknoloji ve genetik hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan bu filmde, “techno-sapien” türü bile aramızda. Filmin renk paleti yumuşak ve huzur verici. Ev dekorasyonu inanılmaz güzel ve sinematografik açıdan tatmin edici bir yapım. Her şeyi geçtim de bu filmi ben hatırlarsam kendi hayatımda yaşadığım bir anıyla benzeştirdiğim için hatırlarım. Anıları kaydetmek, onları izlemek.. çok koyuyor bu fikir bana.
Film güzel ya, orijinal bir fikir. Çok da uzak olmayan bir gelecek. Anılar anılarrr