Sıfır yıldız diye bir şey olsaydı keşke....

Holacoust hikayesini 500'üncü kez aynı şekilde anlatmayayım derken, 500'üncü kez "kötülüğün sıradanlığı" hikayesi anlatmış Glazer. Ancak zaten pek etraflıca düşünülmüş bir kavram olmayan "kötülüğün sıradanlığı" kavramının; karakterlerinin hayatlarını parçalara ayırarak, tek bir karakteri kişilik bölünmesine tabi tutarak anlatması pek hoşuma gitti diyemem.
Hess ve eşi gibiler, muhakkak ki ikili bir hayat yaşıyorlardı. Ancak ikili hayat, iki ayrı hayat demek değildir. Çocuğunun başını okşayan baba Hess de, insanları fırına yollayan Hess de aynı kişiydi. Oysa Glazer ajite etmeme namına hikayenin kalan…