4v291o

keske daha onceden biri bana bu filmi reddedemeyecegim bir teklif olarak sunsaymıs.

grace patricia kelly diye bir gercek var…

Watched on Saturday May 10, 2025.

george bailey lassos stork?!

Watched on Thursday May 8, 2025.

hosca kal evlat…

Watched on Tuesday May 6, 2025.

Watched on Monday May 5, 2025.

Watched on Saturday April 26, 2025.

Watched on Saturday April 26, 2025.

Watched on Saturday April 26, 2025.

trrrum, trrrum, trrrum! trak tiki tak! mahmut tanallasmak istiyorum! beynimden, etimden, iskeletimden geliyor bu!

film gercekten izlemeye degerdi ama asıl beni etkileyen kültlesmis olan soundtrack bu filmden dogmus haberim yok… genelde film müzikleri filme aittir, duydugunda filmi cagrıstırır. ama lux aeterna filmden bagımsızlıgını ilan etmis ve bir kimlik kazanmıs. saskınım. (cok gec ogrenmisim gibi hissettirdi💔)

olamaz mı olabilir

anadolu saykodelik anarko punk🤘🏿

bi ıhlamur yapayım mı ben sana abi, he abi? :)

ilk bölümlerin outrosunda ferdi özbegenin anılması cok hosuma gitti. 

https://youtu.be/3hY0lxS-Nbw?si=d4zFQTCr7EdkKmQ8

“gercekti, degil mi? sen ve ben. uzun zaman önceydi. ikimiz de daha cocuktuk ama birbirimizi gercekten sevdik degil mi?”

“dün gece uyuyamadım. cünkü iliskimizin bittigini biliyorum. artık acı duymuyorum. cünkü yasadıklarımızın gercek oldugunu biliyorum ve ileride uzak bir yerlerde, yeni hayatlarımızda birbirimizi görürsek sana nese ile gülümseyecegim. ve o yazı agacların altında nasıl gecirdigimizi hatırlayacagım. birbirimizden ögrenerek ve sevgiyle büyüyerek.”

“sence askımız mucizeler yaratabilir mi?”

…sadece alıntı ile bitirmek istemedim. lakin ne demem gerektigi konusunda da pek emin degilim. hic tahmin etmedigim yerlerimden sarstı. acıtmaktan cok kelimelerle izah edemedigim bir tebessümle izlettirdi. üstüne konusulup paylasılacak cok sey var. ama yeri burası degil sanırım.

ekrana bakmıyor sadece, ask ile izliyor filmleri. filmlerle gülüyor, filmlerle aglıyor. kendi ic huzurunu yakalamıs biri. büyüyünce mehmet abi olucam.

“az sonra iyi bir film var, türkan sorayın. gel istersen, ben asagıdayım sıkılırsan inersin. cay da demledim.”

“sonra gel istersen, güzel bir film var cay da demleniyor.”

“-çilem nasıl?
-iyi, asagıda televizyon seyrediyor. (otuz iki dis sırıtıs)”

film bu mehmet abi, film. milleti aglatmak icin yalandan yapıyorlar.

bekir kendine mutsuzluk arama bekir, kendine mutsuzluk arama oglum. benim de bi gururum var diyo bi de bagırtma aqqq😅

Watched on Sunday January 5, 2025.

her rahatsız eden sahne gerilim degil, her irite edip ekrana baktırmayan sahne korku degil. bazen korku filmi yapımcılarının ve yönetmenlerinin bu dengeyi kuramadıgını düsünüyorum. bu filmde de oldugu gibi guzel bir film olacakken anlamsız derecede gereksiz irite eden sahneleriyle film izlenebilirligini kaybettirmis.

yare yare daze…

Watched on Monday December 30, 2024.

Watched on Monday December 30, 2024.

tatlıydı.
 
ufak bi uyarı: kulaklıkla izleyecekseniz eger bir kez daha düsünün :)

o kadar mütevazı bir kisilik ki kelimenin tam anlamıyla hayranlık hissediyorum kendisine. hayat felsefesi o kadar güclü ki müzige ilginiz olsun olmasın kendisini dinleyip kesinlikle kendinize bir seyler katabileceginiz biri. yegenine ne kadar tesekkür etsek az.

Watched on Saturday December 14, 2024.

because i wanted you to know.

until one day he bluntly asked the princess… is it better to talk or to die?

bastan sona tekrar tekrarrr izleme perilerim pesimi birakmiyooo😭

benim komedi filmi anlayısıma cok uyan bir film oldu🤗

açılın, açılın tekrar…
çocuk dizlerimdeki yaralar…

loglamadıgımı fark edip buraya geldim
😳 buradan zaten anlatsam da dinlemeyeceksiniz diyip matematik anlatmak yerine tahtadan bu filmi acıp izlettiren sevgili matematik hocama sevgilerle🫡 cok verimli gecen bir dersti hocam.

her sey tamam her sey kabul ama son bölümün sarkısını teomandan secmek hangi aklın ürünü? amacınız kahretmekse, kahroldum.

l24.im/x5Uo

melodisi yeter…

ben bunu kendime neden yaptım..?

halk olarak her seyi o kadar abartı yasıyoruz ki. halkın kendisine uygun bir model secip onu ilahlastırması da cok normal bir hal almıs durumda ülkede. isin kötü yanı sevgisini dogru yönlendirmeyi bilmeyen insanların ilahlastırdıkları degere bile zarar vermesi. ülke senelerdir böyle tek degisen bu tip insanların daha da artması. neyse… oyunculukları begendim. filmi acmadan önce de sahin kendircinin oyunculugunu ve seslendirdigi sarkıları merak ettigimden acmıstım. kendisi de epey basarılı bir oyunculuk göstermis. sesine zaten laf yok, cok icten ve yanık bir ses. kendisini ve sesini onceden de tanıdıgım icin “ne guzel okumus yine” deyip saygıyla dinlemistim. ancak timucin esen’in performasını cidden beklemiyordum. bazıları playback neden yok diye elestiride bulunmus ancak ben timucin esenin sesini dinlemis oldugum icin memnunum. tabii alısılmısın dısında oldugu icin yadırgayan insanları da anlamak gerek. bana göre tek sıkıntısı sahnedeyken gösterdigi abartı mikrofon ve el hareketleri. filmin akısına gelirsek eger olaylar arası cok fazla kesinti oldugu ve tam anlamıyla kronolojik bir bicimde aktarılmadıgı icin arada bir sürükleyiciligi kaybettiriyor ama oyuncular bir sekilde ayakta tutmayı basarıyor. biyografik filmler cogu konuda cekilmesi zor ve mesakkatli filmler. ben bu konuda tam anlamıyla filmin müslüm gürsesin yasantısını aktarabildigini düsünmüyorum. ama yine de genele bakılınca begendigimi söyleyebilirim.

👺

olaylar cok basarılı tasvir edilmis ama diyaloglar cok anlamsızdı. anlam bütünlügü yoktu. bazı filmlerde anlam bütünlügünün olmaması filmi güzel kılan detaydır ama bu film icin bu durum söz konusu degil.

cok yogun bir anlatım. bazı filmler olur ve bittikten sonra beyninizin parcalandıgını ve kalbinizin sesini icinizde bir yerde daha yogun duydugunuzu hissedersiniz.  bi tür yorgunluga düsersiniz. bu film tam olarak böyle bir etki bıraktı. hayata karsı bambaska bir pencereden baktırdı ve o pencereden asagı belirsizlikler icine savurdu. tekrar izlenip üzerine düsünülmeye degecek bir film. bi cöp adam da insanı alıp duvardan duvara vurabiliyormus, ögrenmis oldum.

true crime yapımı antolojik dizinin ikinci sezonu. ilk sezon ile kıyaslanmasını cok dogru bulmuyorum. birbirinden farklı iki konuyu üstlendikleri icin farklı cekim ve teknikleri de beraberinde getiriyorlar.  ilk sezon daha karanlık bi temadayken ikinci sezonda bu kadar karanlık bi tema görmüyoruz. daha canlı ve daha hareketli bir sezon. geneli itibariyle yapımdaki oyunculukları muazzam buluyorum. özellikle bu sezon eric’i canlandıran cooper koch ve leslie abramson’u canlandıran ari graynor rollerinin hakkını vermis. orijinalleri onlarmıs gibi hissettirdi. baba rolünü üstlenen javier bardem’i de es gecmemek gerek tabii ki. duyguları izleyiciye tam anlamıyla gecirebildiklerini düsünüyorum. 5. bölüm cooper koch ile beraber cok yogun ve izlemesi zor bir bölüm olmus mesela. bana duyguyu oldugu gibi gecirdi. olması gerektigi ölcüde olan bir true crime yapımıydı. tek bir konu dısında… bir mevzu var ki ne davada ne durusmalarda ne de bu dava ile ilgili kaynaklarda hicbir sekilde iddia edilmemis veya kardeslere itham edilmemis olan bir mevzu. dizide kardeslerin ensest bir iliski icinde oldugunu ve anne babasının bu iliskiyi bilmesinden dolayı korkup onları öldürdükleri iddia ediliyor. hatta kardeslere yöneltilen bu itham dizinin posterlerine kadar tasınmıs. ama gercek hayatta bu sekilde bi iddia konusulmamıs ve kardesler boyle bir sey ile itham edilmemis. ayrıca bazı kısımlarda tecavuzun normallestirilmesi hakkında da endiselerim olmadı degil. yapım ile bu iki konu dısında bi sorunum yok. aslında en basta bahsettigim gibi cogu seyi izleyiciye geciren ve anlatımı yüksek olan bir sezondu. keske sadece “istismar mı, miras mı?” sorusu uzerinde ve gercege en uygun hali ile kalsaydı.

d-16 ve orion pax arasında baslayan dostlugun, megatron ve optimus prime ile dönüsü olmayan bir düsmanlıga evrilmesi… gozyası dokmeden sinema salonundan cıkamadım😭😭 henüz d-16 megatron erasına gecmeden once pax ile ikisinin anlasmazlıklarında iron man ve captain america’nın arasındaki gerilim atmosferini hissettim, elimde degildi. o an izlerken iki sahne gozumde birlesmis gibiydi.

episode 6…

mel brooks hakkında ufak bir arastırma yaptıgımda kötü bir filmin parodisinden basarılı olunamayacagından bahsettigi bir alıntıyı gördüm. kötü bir film ile dalga gecmek cok kolayken iyi bir film ile dalga gecip insanları güldürmek bir o kadar zordur. bu baglamda spaceballs’ın bu kadar cok begenilen bir parodi olmasını bu düsünceyle acıklayabiliriz. ki alıntının tam haline erisemesem de (tam hali olsaydı reviewde yer vermekten kacınmazdım) mel brooks’un anlatmak istedigi tam olarak bu. spaceballs’ı hicivden cok parodi kategorisine koymak daha dogru olur. hiciv belli bir amaca hizmet edip elestirirken parodi daha cok eglendirme amacı güdüp alay gecmedir. mel brooks’un stiline baktıgımızda da arada hicvi bir yaklasım gösterse de filmin bütününü kapsamadıgını görüyoruz. spaceballs hakkında ele alabilecegimiz bir diger konu genis bir referans yelpazesine sahip olmasıdır. referans olarak sadece star wars alınmamıs, “alien”, “planet of the apes”, “wizard of essence” gibi filmler de spaceballs’ta konu edinilmistir. bu da genis bir kitleye hitap etmesine olanak saglamıstır. sahsi olarak izlerken keyif aldıgım bir parodiydi. filmin cıktıgı zamanlara bakarsak eger kullanılan efekt ve görsellik de yeterince tatmin ediciydi. hic star wars izlememis ve sadece klise sahnelerine hakim olan biri olarak esprilerden de gayet keyif aldım. ki esprilerine referans aldıgı tek filmin star wars olmadıgından da yukarıda bahsetmistim. bu nedenle star wars izlemeyen birinin de rahatlıkla izleyebilecegini ve izlerken eglenebilecegini düsünüyorum. @zeytinli_pogca sana da tesekkürler bu güzel parodi ile beni tanıstırdıgın icin <3

bayadır bu kadar irite eden bi karakteri izlememistim sinir krizlerinden sinir krizi begendim.

bir secimi daha malum parti kazanırsa ülkenin gelecegi durum.

damien chazelle’nin daha sonrasında uzun metraja tasıyıp bir basyapıta dönüstürecegi kısa filmi.

george méliès… kendisi bir illüzyonist ve silent era’nın öncüsü. sinematografideki özel efektlerin yaratıcısı. sihirbazlıkla yetistiginden kaynaklı sinematograf cihazının (hem görüntü kaydedebilen,  hem de projeksiyon islevi görebilen bir cihaz) cekim tekniklerine yeni yorumlar katabilmeyi basarmıstır. filmlerinde basrolü kendisi üstlenerek baska oyunculara kafasındakileri anlatma cabasından kendisini kurtarmıstır ve bu sebeple kafasındakileri kamera karsısına dökme konusundaki tatminini basarıyla yakalamıstır. sinema kariyerine baslamadan önce de sahnelerle arası iyi olan méliès; gercek hayatta sahne önünde yansıtamayacagı showları, kamera önünde yansıtmıstır. bu filminde görüntüleri üst üste koyarak kafasını büyütmüs ve bu sekilde kafasını pompa ile sisirmis oldugu edasını gözler önüne sunmustur. illüzyonist kisiligi ile beraber daha bircok kısa metrajlı filminde farklı ve özgün teknikleri kullanacagını görecegiz simdilik kacıyorum🙋🏻‍♀️

ısıl dikmenin hayal gücü takdire sayan fakat yeterli degildi, anlatmak istenilen tam olarak anlatılamamıs. pek de basarılı bi kısa film olarak gelmedi. uzerine titizlikle yaklasılmamıs, filmin ortasında elektrikler kesilmis de yarım kalmıs gibi bi kısa film. bence, fikrimce.

son yarım saat granny oyununun icinde gibi hissettirdi.

ed’in elvis presley can’t help falling in love yorumuna ben bile eridim lorraine nasıl asık olmasın bu adama😔 korku filmindesiniz bu kadar cekici bi cift olamazsınız kendinize gelin.